
Son 1 seneyi felafel sayıklayarak geçirdiğimi duymayan kalmadı herhalde yakın çevremde. Fakat nasıl olduysa hiçbirşey derdime derman olamadı. Taa ki geçen gün google’da felafel tarifi aramayı akıl edene kadar.. Sonra anladım ki insan birşeyi gerçekten istediğinde bulabiliyor ancak.. Tarifi tabii ki portakalağacı’nda buldum. Sonra aramalarıma daha bir hız kazandırdım ve Felafel House çıktı karşıma. Bir ton gazete, internet sitesi gidip görmüş, keşfetmişken, bu kadar elimin altında olan bir yeri görememiş olmak şaşırttı beni tabii.. Taksim’de Simit Sarayı’nın solundan Talimhane’ye giden yola saptığınızda hemen solda küçük bir restoran Felafel House.. Filistinli bir aile işletiyor. Oldukça şirin, sıcak bir yer.. Felafelin ardından ikram ettikleri kakuleli arap kahvesi ise beni benden aldı…
Gelelim felafele.. Felafel nohut ezmesinden yapılan bir çeşit sebze köftesi, inanılmaz lezzetli, doyurucu bir yemek. Humus, tabbule, ful ve pideyle servis ediliyor. Tanışmamız geçen sene bu zamanlara denk geliyor. O kadar sevmiştik ki birbirimizi İngiltere’den kutu kutu felafel taşıma girişimim bile olmuştu, başarısızlıkla sonuçlansa da.. Lübnan mutfağı gerçekten çok zengin ve İstanbul’da oldukça az sayıda yer var, bu tatları bulabileceğimiz. Ama şuna inanıyorum, hasret gerçekten insanları daha maharetli kılıyor. Nasıl ki İstanbul’da birkaç yerin künefesi Hatay’da yenenden bin kat güzel olduğu gibi, felafel gibi birçok Lübnan-Arap yemeği de Avrupa’nın birçok yerinde çok daha güzel yapılıyor ki en iyi felafelin İspanya’da yapıldığına dair bir duyum aldım..
Yeni hayalim İstanbul’da Şam baklavası yapan-satan bir yer bulmak. Bilen varsa parmak kaldırsın!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder